Bugün 22 Aralık Perşembe… Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ndeki 4 senelik ‘AB Proje Koordinatörlüğü’ görevlendirilme sürecim sonrasında kullandığım altı aylık ücretsiz iznimin bitip, yeni görevime dönüşümün dördüncü günü. Yeni görevim Ortaköy Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi Müdür Yardımcılığı. Aslında görevim yeni değil, hatta iki buçuk senedir kadrom bu şekilde. Ama yine de okulda ilk günlerim. Her ne kadar çeşitli projeler için okulun eski müdürleri ve öğretmenleri ile birlikte çalışmalar yapmışlığım olsa da, her gün mesaimin başladığı yeni bir mekanda ve yeni görev tanımları altında çalışacağım. Alışmak da zaman alacak normal olarak.
Dün yatılı öğrencilerle ilgilenen Müdür Yardımcısı arkadaşımız Nalin Hanım idareci arkadaşları un kurabiyesi eşliğinde çay içmeye davet etti. Zaten haftanın ilk gününe de, Müdürümüz Nazife Hanım’ın Trabzon’dan hususi olarak getirdiği fasulye turşusundan yapılan kavurma ikram ettiği nazik kahvaltı daveti ile başlamıştık. İş hayatımız ya da günlük hayatımızda sosyalleşirken veya birbirimizi tanımaya çalışırken kaynaşmanın en güzel yolu sofra ortamları galiba. Gerçekten de işe yarıyor. Yaptığımız ilk toplantı son derece samimi bir ortamda geçti bu sayede. Nalin Hanım'ın çay daveti de pekiştirdi bu kaynaşmayı.
Okulda her Çarşamba, yatılı öğrenciler için tatlı, tuzlu bir şeyler yapılıp akşamları çayla birlikte ikram ediliyormuş. Nalin Hanım da bize çayın yanında, okulun yeme-içme öğretmeni Saadet Hanım tarafından aynı bölümün öğrencileriyle birlikte pişirilen un kurabiyelerinden ikram etti. Çok lezzetliydi doğrusu, üstelik çok sayıda kişiye hazırlandığı için Saadet Hanım’ın nüktedan bir şekilde söylediğine göre; malzemeler göz kararı kullanılmış, hatta sadece yumurta akı kullanılması gerekirken, ziyan olmasın diye yumurtaların sarıları da hamurun içine katılmış. Saadet Hanım daha sonra tarifi bana gerçek ölçüleriyle verdi. Yapılışını tarif ederken de çok tatlıydı. Öğrencilere anlatır gibi; ‘hamuru okşar gibi yavaş yavaş yoğur, yoksa yayılır kalır’ ya da ‘pudra şekerinin tamamını içine koyup, üstüne de serpince tadı çok olur, yarı yarıya koymak daha iyi olur’ deyişi, tarifte sıvı yağların karıştırılarak kullanılmasının kurabiyeyi ‘kıyır- kıyır’ yapacağını belirtirken ki vücut dili ve öğretmen edası bana ilk defa bu işin öğretmenliğini yapan birinden tarif almanın faklılığını yaşattı. Ellerine, yüreğine sağlık Saadet Öğretmenim…
Saadet Öğretmen'in Un Kurabiyesi...
Malzemeler:
1 paket margarin ya da tereyağı
1 su bardağı zeytinyağı (herhangi bir sıvı yağ ya da sıvı yağlar karışımı da olabilir)
1 su bardağı pudra şekeri (yarısı içine, yarısı piştikten sonra üstüne)
1 yumurtanın akı
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
Aldığı kadar un
Yapılışı:
Yağ (tercihan tereyağı, ya da hamur işleri için kullanılması önerilen margarin markalarından biri!), pudra şekerinin yarısı, yumurtanın akı karıştırılır. Diğer bir yanda kabartma tozu, vanilya ve un karıştırılarak diğer karışıma ilave edilir. Fazla karıştırmadan, yumuşakça okşar gibi yoğrulur. Eğer çok karıştırılırsa yağlı bir hamur olduğu için yayılabilir. Hamur elde ettikten sonra, elle bastırılarak şeritler halinde kesilir. Şerit halindeyken üzerinden çatal geçirilerek ince çizgi şekilleri oluşturulur. Daha sonra bu şeritler verev verev kesilerek kurabiyeler fırına girmeden önceki son şeklini alır. Orta hararetli fırında pişirilir, çok pembeleşmeden çıkarılır. Ilıklaşınca üzerine pudra şekerinin geri kalanı serpilir. Servise hazırdır.
Afiyet Olsun…
Not: Ne yazık ki bu güzel kurabiyelerin fotoğrafını çekmeyi unuttum. Evde uyguladığımda çekip bloguma koymayı planlıyorum artık. Bu arada yeni görevimde pek çok yeni tarif alma imkanımın yanında, kilo alma ihtimalim de çok yüksek. Hadi hayırlısı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder